Akdeniz sahillerinin plaj çeşitliliği açısından dünyadaki en zengin bölgelerden olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak Güney Avrupa şehirlerinin bir özelliği var ki dünyada pek az bölgede rastlanabiliyor: Büyük şehirlerin göbeğindeki plajlar. Sahil kasabalarından veya adalardan farklı olarak bildiğiniz metropol yaşamıyla kumsal keyfinin birleştiği bu şehir plajı konsepti, böylece şehir-kültür-tarih odaklı gezginlerle deniz-kum-güneş odaklı konvansiyonel turistleri aynı yerde buluşturuyor. Sıcak havaların yaklaştığı şu günlerce kısa bir liste yapıp paylaşalım istedik. İsterseniz yorum kısmına kendi tercihlerinizi ekleyebilirsiniz.
Barselona
Dudak bükmeyelim lütfen; şehir plajları listelerinin başında Barselona’nın yer alması gayet doğal. İspanya’nın Katalonya Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Barselona, kendi başına zaten dünyanın en popüler 10 turistik metropolünden biri ve şehir merkezinden sadece 3 metro durağı uzakta olan Barceloneta Plajı’nın da bunda büyük payı var. Uzunluğu 4 kilometreyi geçen Barceloneta Plajı, tertemiz kumu, pırıl pırıl ve ılık suyu, her 200 metrede bir bulunabilen tuvalet, duş ve kabinleri, cankurtaranları ve kenarındaki kafe ve restoranlarıyla tam bir keyif ortamı. Yalnız bunların hepsini gölgede bırakan ve biz Türkiye’deki plaj severleri kıskandıran bir özelliği var: Plajın ve duş, wc, kabin gibi servislerin tamamen ücretsiz olması. Şirket, otel, kafe, beach club vs vs. her hangi bir işletmenin plaja şemsiye ya da şezlong yerleştirip kiralaması da yasak!
Nice
Fransız Rivierası bir zamanlar tatil kasabalarından oluşan bir şerit olabilir ama şimdi metropollerle dolu. Onlardan biri olan Nice, aynı Barselona gibi, göbeğinde şahane plajları olan modern bir büyük şehir. Keyifli ve temiz plajı kadar ona paralel ilerleyen 7 kilometre uzunluğundaki Promenade des Anglais gezi yolu da ünlü.
San Sebastian
İspanya‘nın kuzeyindeki bu Bask kentinin kıyısı neredeyse tamamen plajlardan oluşuyor. Bunlardan en ünlüsü, deniz kabuğu şeklindeki La Concha Bay. İnce ve temiz kumu sevenler buraya, rüzgarlı denizi ve sörf yapmayı sevenlerse Zurriola Plajı’na gidiyor.
Marsilya
Şehrin tam göbeğinde olmasa da merkezdeki yeni limanın 1-2 km ötesinde benzersiz halk plajları var. En popülerlerden biri olan Plage des Catalans (Katalan Plajı), eski limanın hemen yanında. Hem kayalık hem kumluk kısımları olan plaj ücretsiz ve temiz.
Lahey
Hollanda‘nın yönetsel başkenti Lahey‘de plaj keyfi, ülkeye yabancı olanlar için, biraz tuhaf bir fikir gibi gelebilir. Ancak şehir merkezinden 5 metro durağı uzaktaki Scheveningen semti, havanın oldukça ısındığı yaz aylarında her gün binlerce insanı ağırlayan muhteşem bir kumsal şeridine sahip. Üç kilometre uzunluğundaki geniş plaj hem ücretsiz hem de ona paralel uzanan yürüyüş alanının kenarındaki kafe, bar ve restoranlarıyla tam bir hafta sonu cenneti.
Oostend
Çok büyük bir şehir olmasa da Belçika‘nın Manş Denizi kıyısındaki en büyük belediyesi olan Oostende, tam 9 kilometre uzunluğunda kumsala sahip. Kumsalın ücretsiz, temiz, bakımlı ve duş, tuvalet gibi temel servisleri haiz olduğunu söylemeye bile gerek yok aslında. Çalışan yerli halkın öğle yemeği molasında bile uğrayıp denizde iki kulaç atabileceği kadar merkezde olan plaj, elbette feci keyifli kafe, bar, restoranlara da yakın.
Atina
Yunanistan‘ın başkenti yazları çok sıcak geçiriyor. Hararetini denizde atmak isteyen Atinalılar, bütün günü yolda geçirip tatil beldelerine gitmeye ihtiyaç duymuyor çünkü şehir metro hattının ulaştığı değişik noktalarda gayet keyifli plajlar mevcut. En popüler olanları Pireaus limanından başlayan Apollo Sahili’nde yer alıyor. Yine aynı şeritteki otellerin havuzları da kullanılabilir.
Camogli
Tam anlamıyla bir metropol olmasa da klasik bir tatil kasabası denemeyecek gelişmişlikteki Camogli, yerli halkın günlük yaşamının hemen her gününde kendisine yer edinmiş muhteşem plajlara sahip. Son yıllarda Cenovalı sanayicilerin de yerleşmeye başladığı şehir, sunduğu büyük şehir konforu ve hala koruduğu İtalyan balıkçı kasabası havasıyla turistleri çekiyor. Plajlar elbette ki ücretsiz!
Tüm fotoğraflar: Wikimedia Commons
