İsveç’in güzeller güzeli başkenti yaz aylarında ayrı bir canlılık ve parıltı kazanıyor. Coğrafi lokasyonu itibarıyla “soğuk” çağrışımlar yapan Stockholm, esasında bolca outdoor gezi seçenekleri barındıran, göz kamaştırıcı bir yemek ve kafe kültürü olan, güler yüzlü insanlarıyla içinizi açan tertemiz bir şehir. En ideal sezon ise mayıs ile eylül arası. Kısa süreyle de olsa yolu düşecekler için Stockholm’de neler yapılabileceğine hızlıca bir göz atalım.

Plaj keyfi

Foto: Holger Ellgaard/WikimediaCommons

Stockholm denince akla ilk gelen plajlar olmaz sanırız. Ne var ki kentte yazın oldukça popüler olan çokça plaj, havuz ve kıyı tesisi var. Şehre yakın onlarca ada ve tertemiz suları düşündüğünüzde oldukça mantıklı aslında. Şehir merkezi sınırları içindeki Långholmen Adası‘nın kuzey kıyısında bulunan Långholmsbadet’in küçük plajından denize girebilir, kum veya çimenlerde keyif yapabilir, gerideki kafe ve restoranlarda oturabilirsiniz.

Foto: Carolina Romare/imagebank.sweden.se

Eski bir hapishaneden dönüştürülen otel ve hostelde de geceyi geçirebilirsiniz. Plajın birkaç yüz metre batısındaki Klippbadet‘deki kayalardan suya atlayabilirsiniz. Ada yolu üzerindeki hipster semti Hornstull‘daki dövme stüdyoları, mütevazı ve rahat barları, restoranları ve popüler berber dükkanlarına uğrayabilirsiniz.




Buharlı gemiyle ada gezisi

Foto: Conny Fridh/imagebank.sweden.se

Stockholm’ün üzerinde kurulu olduğu takımada yaklaşık 24 bin adadan oluşuyor. Bu yüzden bahar ve yaz aylarında tekne turları mutlaka deneyimlenmeli. Rehberli rehbersiz, kısa ve uzun turlar mevcut. 1910’da inşa edilen SS Blidösund uzaktaki adalara çalışırken biraz daha eski olan Mariefred kentin kuzey doğusundaki Mälaren Gölü’nde turluyor. Özel turlar için çeşitli boyda tekneler de kiralanabiliyor.

İskandinav mutfağına gömülmek

Foto: Magnus Glans/imagebank.sweden.se

İsveç mutfağını Türk kökenli “İsveç Köftesi” ve balıktan ibaret sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Bugün Stockholm’de merkezi semtler dünyadan her türlü mutfağı sunan, son yıllarda da füzyon ve deneysel İskandinav mutfağına meyleden çok sayıda irili ufaklı restorana ev sahipliği yapıyor. 19’uncu yüzyıldan kalma pişirme tekniklerini yeni malzeme ve tariflerle birleştiren, deniz ürünlerini bambaşka şekillerde ve tatlarda sunan, hamburgere bile farklılık getirmeye çalışan genç ve heyecanlı şefler oldukça popüler. Elbette Stockholm’ün ucuz bir şehir olmadığını, özel menüler denemek istediğinizde hatırı sayılır paralar ödemeniz gerekeceğini ekleyelim.




Foto: Tuukka Ervasti/imagebank.sweden.se

Geleneksel İsveç yemeklerini kovalamak istiyorsanız Tennstopet gibi klasik mekanları önerebiliriz. Genellikle günün belirli saatlerinde uygun fiyatlı fiks menüler sunan bu mekanlarda ringa balığı, kerevit, alabalık yumurtası vs. dahil çeşitli deniz ürünü yemekleri, ızgaralar, salamuralar, salata, güveç ve sandviçlerle beraber ev yapımı İsveç kurabiyeleri (småkakor) ve turtaların tadına bakabilirsiniz. Kışa doğru tavşan ve kaz etiyle yapılan yemekler de menüye ekleniyor.

Sokakta yemeği atlamamak

Foto: Simon Paulin/imagebank.sweden.se

“Güzel ama hesaplı yiyeyim” diyorsanız size, fast-food dışında, balıklı seçenekler önerebiliriz. Baltık Denizi’nde yakalanan ringa balığı biraz ağır kokulu olsa da kuzeyde bolca tüketiliyor. En iyi ve ucuz menüyü eski şehirdeki Kornhamnstorg‘da kiokstan alabilirsiniz. Öğrencilerin fast-food’u haline gelen ekmek arası ringa gayet doyurucu ve 5-10 dolar arasında bir maliyeti var. Bir diğer İsveç sokak lezzeti de tunnbrödsrulle; yumuşak mini gözleme veya somuna patates püresiyle birlikte yerleştirilmiş sosis ve yanında az karides salatası.




Yiyecek pazarında kendini kaybetmek

Foto: Tuukka Ervasti/imagebank.sweden.se

Stockholm’de üç büyük kapalı pazar yeri var. Hötorgshallen içlerinde en ucuz ve çeşitli olanı. Geleneksel İsveç ve İskandinav yiyecekleri dışında Güney Amerika, Kuzey Afrika, Orta Avrupa ve Orta Doğu’dan da bolca yiyecek bulmak mümkün. Bazı tezgahların önünde uzun kuyruklar olabilir ama beklediğinize değecektir. Pazardaki çeşidin sonu yok gibi; İsveç peynirleri, Fin meyankökü, mergez sucuğu, ördek yağı, dana böbreği ya da özel fermente edilmiş İsveç sosisi isterband vs. vs. Dışarıda Hötorget Meydanı‘ndaki tezgahlara da uğramadan gitmeyin.

Kültür ve sanata doymak

Foto: Anna-Stina Takala/Flickr

AB’nin her yıl belirlediği “kültür başkenti” etiketinden değil, her daim kültür ve sanatın çok kıymetli ve popüler olduğu bir Avrupa kültür merkezinden bahsediyoruz. Stockholm’ün merkezi, kanallar ve adalarla değil sosyal yaşam, kültür ve sanatla dopdolu. İskandinav mimarisi ve geç modernizmin cazibesini taşıyan şehir merkezindeki Kulturhuset beş katlı popüler bir sosyalleşme ve etkinlik alanı.




Foto: Simon Paulin/imagebank.sweden.se

Kütüphane, tiyatro, sinema, sanat galerisi, kafe, turist bilgilendirme ve kültür merkezi bulunan kompleksi şehir turunuzun başlangıç veya bitiş noktası yapabilirsiniz. En üst katta bulunan, şehir manzaralı Panorama kafe bir şeyler atıştırıp soluklanmak için ideal. Kentteki belli başlı müzeler ve galeriler de yürüyüş mesafesinde sayılır.

İsveç Saunası

Foto: Tuukka Ervasti/imagebank.sweden.se

Tüm kuzey ülkelerinde olduğu gibi İsveç‘te de sauna (ya da buradaki tabiriyle bastu) önemli mesele. İsveçliler sık sık saunaya giriyor ve ter atıyorlar. Stockholm’de hemen her ev, site, apartman ve otelde sauna bulunduğu için bizdeki bağımsız hamam ya da spa gibi tesisler çok değil. Bunların en iyileri arasında 1900’lerin başlarında açılan ve zarif art nouveau tarzlarını koruyan Sturebadet ve Centralbadet sayılabilir. Havuz, kuru ve ıslak saunalar, buhar banyosu ve jakuzide rahatlayabilir, ertesinde hafif bir içki ve yemekle karnınızı doyurabilirsiniz. Girişleri yaklaşık 30 dolar civarında.




Skogskyrkogården

Foto: Susanne Hallmann/skogskyrkogarden.stockholm.se

Tek başına bir maddeyi hak eden Skogskyrkogården, bir “orman mezarlık”! İsveç’in kült mimar ve sanatçılarından Gunnar Asplund’un eseri olan proje, birkaç ada üzerine kurulu düz ve boş bataklık alanı 100 bin mezar kapasiteli “ormanlık kabristan”a dönüştürme amacıyla 1917’de hayata geçirilmeye başlamış.

Foto: Cecilia Larsson Lantz/imagebank.sweden.se

Unesco Kültür Mirası listesindeki mezarlık zaman içinde yeni eklemelerle bugünkü inanılmaz dingin, yemyeşil ve melankolik tabiat parkına dönüşmüş. Ağaçlar, korular, adacıklar, şapeller ve elbette mezarlar arasında dolaşmak size çok farklı bir deneyim yaşatacak. Yakındaki meditasyon tepesi hoş bir mezarlık panoraması sunuyor. Stockholm’de hatta Avrupa’da az rastlanır türde, ruhani bir mekan.

Ana görsel: Simon Paulin/imagebank.sweden.se

Yorum yaz

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi giriniz